
Tükenmişlik sendromu, modern çağın getirisi diğer bileşenlerle birlikte son yıllarda daha çok duyar ve konuşur olduğumuz psikolojik sorunlardan. Ancak bu sendromun tespiti ilk kez 1974 yılında Psikolog Herbert Freudenberger tarafından yapıldı ve isimlendirildi. Sendrom; kaldıramayacağından fazla iş yükü alarak aşırı düzeyde çalışan, işlerinin ve özel hayatlarının gereklerini yerine getiremeyen kişilerin durumunu ifade eder.
Her dönemde, her iş kolunda ve pozisyonunda karşılaşılabilecek tükenmişlik sendromu, özellikle 21. yüzyılda; yoğun iş temposu, kalabalık şehir yaşamı, teknolojinin her alanda görülen hız getirisi, rekabete duyulan gerekliliğin artması, dijitalleşmenin gelişmesiyle fazla ekran sürelerine ya da sürekli ulaşılabilir olmaya maruz kalmamız sebebiyle artış gösteriyor.
Belirtileri arasında; kronik yorgunluk, umutsuz hissetmek, kendini sosyal yaşamdan izole etmek, yetersiz öz bakım, hevessiz çalışma, çaresiz ve öfkeli duygu durumu bulunan sendrom bir gün herkesi yoklayabilir. Bu yazımızda, tükenmişlik sendromuyla baş etme önerilerimizi bulabilirsin. Önerilerimizin herkes için faydalı olmasını dileriz.
- Her konuda olduğu gibi tükenmişlik sendromuna da durumun nedenlerini tespit ederek başlamak önemli. Sendromun kaynağına inerek hangi sebeple daha çok rahatsızlık duyduğunu belirlemelisin. Örneğin; mobbinge uğramak, fazla iş yükü, yaptığın işlerin takdir görmemesi, çalışmalarında destek görmemek, mesai saatleri ve hatta çalışma ortamının fiziksel koşulları bile tükenmeni tetikleyebilir.
- Eğer sorunun kaynağını belirlediysen durumu iş arkadaşlarınla ve yöneticilerinle paylaşarak onlardan destek istemelisin. Belki onlardan göreceğin destekle fiziksel ve duygusal yüklerin kısa sürede hafifler.
- Bir başka önemli konu da yaptığın işin ve çalıştığın kurumun sana uygun olduğundan emin olman. Buna dair soru işaretin olduğunu düşünüyorsan, hiç gecikmeden daha uyumlu ve mutlu hissedeceğin yeni bir yol seçmelisin.
- Çalışırken kısa molalar vererek temiz hava almayı, hafta sonları ya da mesai sonralarında dinlenmeyi ihmal etme. Kısa molalar, işten çaldığın zamanlar değil; daha verimli çalışmanı sağlayacak motivasyon kaynakları olacaktır. Ayırdığın süreye bağlı olarak; gözlerini ekrandan uzaklaştırıp bir süre oturduğun yerden görebileceğin en uzak noktaya bakmak, ofis içinde kısa yürüyüşler yapmak, arkadaşlarınla ya da tek başına çay, kahve içmek, temiz hava almak ya da sevdiğin bir yemeği ısmarlamak seni rahatlatabilir.
- Yeteri kadar uyuduğunu düşünüyor musun? Günde 7-8 saatlik uyku sağlığın için faydalı olacaktır. Dengeli beslenmek de fiziksel sağlığını olduğu kadar ruh sağlığını da etkiler. Yağlı ve paketli gıdalardan kaçınarak, sebze meyve ağırlıklı beslenmeni tavsiye ederiz.
- Yürüyüş ve spor yapmak, hareket halinde olmak, stresle başa çıkmanın başlıca yöntemlerinden biri. Bu nedenle tükenmişlik sendromu belirtileri göstermeden önce önlem almak için düzenli spor yapmaya başlayabilirsin. Kısa akşam yürüyüşlerinin bile oldukça faydasını göreceksin.
- Hobilerinin olması insanı psikolojik olarak güçlü tutan etkenlerin başında geliyor. Örgü örmek, resim ya da maket yapmak, enstrüman öğrenmek/çalmak, takı tasarlamak, spor dallarından biriyle uğraşmak gibi sana keyif verebilecek bir hobiyle uğraşmalısın.
- Rutinler, bizi dengede tutan önemli unsurlar olsa da tükenmiş hissettiğinde seni daha fazla zorlayabilir ve sıkışmış hissettirebilir. Değiştirilebilir bulduğun rutinlerini gözden geçirerek yeni rotalara yelken açabileceğini unutma. Büyük değişimler seni korkutuyorsa değişim için ufak adımlar atarak işe başlayabilirsin.
Tükenmişlik sendromu belirtileri taşıdığını düşünüyorsan, kendini fazla yormadan, yıpratmadan, kendine haksızlık etmeden dinlenmelisin. Büyük bütçeler gerektirmeyen kısa bir tatile çıkabilir, başka insanların desteğini alabilirsin. Yine de sana iyi gelecek şeyin ne olduğunu en iyi sen bilirsin. Bu yüzden ihtiyaçlarını dinle ve onların gösterdiği yolu takip et.